Tour de France 2011 – Devrimin Yıldönümünde


Tour de France 2011, dağlara taşındı. Kazalar yüzünden gölgede kaldığını düşündüğüm Tour’un ilk yarısının ardından, Pireneler’de genel klasman dengeleri yavaş yavaş belli oluyor.

İbretlik trafik kazalarını aratmayan olayların yaşandığı 9. etapta (10 Temmuz), kaçış spesiyalisti Fransız Thomas Voeckler ana gruba büyük bir fark atarak sarı mayoyu ele geçirmişti.

Gerçek tırmanışların başladığı bugünkü etap, Fransa’nın ulusal bayramına denk gelmesi nedeniyle ayrı bir önem taşıyordu. Fransız bir bisikletçi kazanamadı belki ama Voeckler, liderin 50 saniye gerisinde 9. sırada finişe ulaşarak sarı mayosunu korumayı bildi. Bir kaçış spesiyalistinin dağ etabında bu kadar güçlü bir şekilde mayosunu savunabilmesi, günün en takdire şayan performansı fikrimce. Takımı Team Europcar, geçen senelerdeki Team Bbox Bouygues Telecom’un devamı. Takımın yeni ismi ve renkleri için bundan daha iyi bir ilk Tour olamazdı.

Etabı, şimdiye kadar şansızlıklarla boğuşan İspanyol Samuel Sanchez kazandı. Genel klasman için daha önceden aldığı yaraların bir kısmını sarsa da, onun adına daha sevindirici olanı Dağların Kralı klasmanında puantiyeli mayoyu sırtına geçirmesi oldu.

Gelelim Tour’un en büyük favorilerine. İşler biraz karıştığı için öncelikle etap sonucuna ve genel klasmanın durumuna bir göz atmanızı öneririm. Fränk Schleck, kardeşinin iyi niyetli destekçisi olmaktansa, kendi kariyeri için pedal çevirmeye başlamışa benziyor. İçinde kardeşinin de bulunduğu gruplara karşı ataklar yapıyor, yakalanmıyor ve takımda bir kaptanın da kendisi olduğunu hatırlatıyor artık. Andy Schleck, hemen herkesin şanssızlık yaşadığı şu günlerde hala en büyük favorilerden biri olarak kalmayı başardı. Cadel Evans’a gelince, hakkında bir şey yazarken nazar değdirmekten korkuyorum. 2009’da Dünya Şampiyonu olduğunda hüngür hüngür ağlamıştı, bir sinir boşalması gibiydi. Benzer bir sahneyi Paris’te de görmemiz ihtimaller dahilinde. Alberto Contador ise, yok şike soruşturmasıydı, yok diz ağrısıydı derken, genel klasmanın zayıf halkaları arasında şimdilik. Ondan daha iyi durumda olan ise, şahsımın favoriler arasında görmek istediği Ivan Basso.

Yazımızı bitirmeden sprinter Mark Cavendish hakkındaki düşük beklentilerimizi geri alalım. Gayet iyi bir Tour geçiriyor ve yeşil mayoyu elinde bulunduruyor. Paris’e kadar savunabilecek mi bilemem ama, beklediğimden daha iyi bir Tour geçirdiği kesin.

Dağ etapları devam ediyor. Yarınki (15 Temmuz) etap, horse kategorisinden bir tırmanış içeriyor ve bu tırmanışın inisiyle son buluyor. Etap tahminimize gelince: “O Teoman benim yanımda Numaraiki şefimiz Cem’e öyle vuracak var ya, o Teoman’ı arabanın torpidosuna sokarım.”

2 thoughts on “Tour de France 2011 – Devrimin Yıldönümünde”

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *