Doktor Dalya Dedi




Bu başlık da yolunu gözlediklerimdendi… Yarış hakkında dönünce bir şeyler yazabilirim, kısaca birkaç şeye değinelim. Honda için çok kötü bir gündü. Önce bu sezonun hayal kırıklıklarından Dani Pedrosa, sonra da Andrea Dovizioso ön teker probleminden dolayı düştü… En azından öyle gözüktü. Böyle basit hatalarla Yamaha karşısında durmaları mümkün gözükmüyor. Colin Edwards, yine James Toseland’in önünde bitirdi bir de. İçimin yağları eridi. Britanyalı’yı hiç sevmiyorum, Edwards’a da yamuk yapmış zaten galiba…

Neyse asıl konumuz bu değil… Valentino Rossi muazzam kariyerinin 100. zaferini elde etti. Her zaferine alışılmadık bir şeyler kattı kendinden, hepsini izleyici için daha renkli bir hale getirdi. Formula 1’de yarış bitince kanalı değiştiririm ben genelde, puanlamalar falan geçer, kürsüde klasik kutlamalar yaşanır. Ama MotoGP’de durum böyle değil, hele yarışı kazanan “The Doctor” ise. Bugün de her yarış galibiyetinden bir karenin bulunduğu devasa bir pankart açtırdı, her biri bambaşka bir hikaye içeriyordu. Spor tarihinin en büyük şampiyonlarından biri. Helal olsun, yüreğine sağlık!

The Classy Doctor


Colin Edwards’tan bahsettik ancak Assen’da kazanan yalnızca o değildi. Dani Pedrosa genel klasmanda birinciliği yakaladı, Valentino Rossi’nin yaptığı hatadan yararlanıp. Casey Stoner da yakaladığı forma bakacak olursak şampiyon olduğunu hatırlamışa benziyor. Stoner’a hep saygı duydum ve onun şampiyonluğu ile tarihin en büyük fırsatçısı Nicky Hayden’ınkini bir tutmuyorum kesinlikle. Ancak biliyoruz ki sağlıklı bir Rossi, bir yarışın içindeyse kolay kolay kaybetmez. Geçen sezon da şanssızlıklardı şampiyonluğu elinden alan en büyük etken. Ancak Stoner da önemli geçişler yaptı, Rossi’ye üstünlük kurduğu yarışlar da olmadı değil. Hak ettiği bir şampiyonluktu doğrusu. Bu yıl o kadar gerçekçi bir hedef değil şampiyonluk sezonun yarısını geride bıraktığımız şu günlerde.


Yarışın gizli kazananlarından birisi de Pedrosa. Aldığı puanlarla liderliği The Doctor’dan devraldı İspanyol. Bu yıl üçüncü kez 2. sırayı elde etti Pedrosa ve şu an Rossi’nin 4 puan önünde. Şampiyonsa uzaktan takip ediyor bu ikili arasındaki yarışı. Peki ya kaybedenler? Rossi’den az sonra ayrıntılı bir biçimde bahsedeceğim. Ancak Rossi’nin yaptığı hata sonrası yarışa nokta koymak durumunda kalan ve anlaşıldığı kadarıyla The Doctor hakkında çok da övgü dolu sözler söylemeyen Randy de Puniet’den de bahsetmek lazım. Kawasaki’den Honda’ya geçti bu sezon ve geçen sene Japonya’da elde ettiği ikincilik sonrası gözünü yükseklere dikmişti. Bu yıl şu ana kadar hayal kırıklığı. Rossi’nin hatası da durumun iyileşmesine yardımcı olmadı. Geçen seneki takım arkadaşlarından Ant West de geçen seneye oranla daha kötü bir sezon geçiriyor. Bu kötü sezona yakışan bir yarışla devam etti dün de. Chris Vermeulen de hayal kırıklığı yaşamaya devam ediyor. Kullandığı Suzuki’den çok memnun görünmüyor. Dün de çok kolay geçildi rakiplerine.


Rossi’ye yazık olduğunu söyleyebiliriz bu yarışta. Takım arkadaşı Jorge Lorenzo’ya baktığımızda Fiat Yamaha Team’in bu hafta iyi çalıştığını görebiliyoruz. Rossi de bundan bahsediyordu haftasonu boyunca. Yarışta olsa Dani’yi geçebileceğine inandığını söylemiş. “Tahmin etmek güç ama Casey’yi zorlamam da sürpriz olmazdı” demiş. Bunları hiçbir zaman bilemeyeceğiz. Ancak o ve Edwards bu yarışı güzelleştiren ikiliydi izleyenler adına. Her ne kadar Ducati ile kabus bir yıl geçiriyor olsa da Marco Melandri’yi geçişi enfesti. Türkiye Fatihi direnmeye çalıştı ama Rossi’den bir ders daha almak zorunda kaldı. Toni Elias’ı da pas geçmedi The Doctor. En azından de Puniet pist kenarından izlerken, o puan almak için sürüyordu motorunu. Nitekim 5 turnuva puanını hanesine de yazdırdı. Bundan mutlu olmasını bildi fenomen, ancak klasını konuşturdu basın toplantısında ve de Puniet’den özür dilemeyi ihmal etmedi.

“Unfortunately I made a mistake at the first left; I arrived too fast when the tyres were still cold, I was too hard on the brakes and I lost the rear. I am sincerely sorry to Randy de Puniet and all of his team.”

Karma Happens – MotoGP Edition


Hollanda’da, Assen’daydı MotoGP bu hafta. Uzun zamandır Formula 1’den daha cazip geliyor MotoGP bana. Göz zevkine daha fazla hitap ettiği kesin. Belki mekanik açıdan F1 mükemmeliyeti taşımıyor araçlar, ama benim için daha önemli olan makinelerden çok ona hükmedenler olmuştur her zaman. Bu haftaki yarışın birçok hikayesi vardı yine. Ancak başlık için ilham aldığım Colin Edwards’ın hikayesi. Edwards yarışa son çizgide başladı. Daha ilk turda Valentino Rossi ile Randy de Puniet hemen önünde çarpıştı, o da The Doctor’a veya motoruna zarar vermemek için neredeyse durdu pist üzerinde. Daha bu şoku üzerinden atlatamadan bu sefer Alex de Angelis kontrolünü kaybetti önünde, Edwards’ı da yarış dışı bırakmasına ramak kalmıştı. Bu andan sonra Edwards yaptığı açıklamada 8. veya 9. sıra için sürdüğünü itiraf ediyor. Ancak yaptıkları pek de öyle gözükmedi yarış sırasında. Toseland, Nakano, Vermeulen, Lorenzo ve Dovizioso. Son üç ismi neredeyse aynı tur içerisinde geçti zaten. Müthiş bir konsantrasyonla saldırdı. Ancak yapabileceği en iyi derece dördüncülük gibi gözüküyordu. Hayden da, Pedrosa da görünürde değildi. O, bunları düşünmedi ve aynı azimle motorunu sürdü. Sonuç mu? Start-finiş düzlüğünde benzin probleminden ötürü yavaşlayan bir Hayden ve kürsüyü elde etmiş bir Edwards. 2006’da yine bu pistte, motorunu ilk zaferine doğru sürerken Hayden’ın yaşadığının bir benzeri gelmişti başına. “Assen’ın bana bir borcu vardı, onu ödedi” demiş Colin. Bu üçüncülüğün farklı bir üçüncülük olduğunu anlatan sözlerini de verelim madem.


“Third is never a win, but this feels as good as one. I remember how disappointed I was with third in Le Mans and I feel much better with this after what happened. I thought I had a good start and was fifth or sixth when Valentino got tangled with Randy de Puniet and he crashed. I might have gone left but I knew Valentino was on the ground and I didn’t want to run over him or his bike and I just stopped. The next thing I know is I’m dead last and then Alex de Angelis went down soon after and I lost a bit more ground. I just decided to get my head and push. I thought I’d rather be in the gravel than riding round for eighth or ninth. I started picking guys off and before I knew it I was on the back of the group fighting for fourth. I just kept pushing myself to go faster and the next thing I’m fourth. I could see Nicky and Dani in the distance and all I did was ride as hard as I could and my Tech 3 guys gave me a great bike today. Michelin had some great tyres so I started to hammer away at Nicky. I thought if I kept applying pressure he might make a mistake and if I hadn’t kept pushing as hard as I did then I might not have been close enough to pounce on Nicky. I’d settled for third but as I came out of the chicane he was sat up, and I couldn’t believe it. I guess that’s karma corner after 2006. This place owed me something after I crashed a couple of years ago with my first win in sight, and I’m really happy with third just because in the way I achieved it. It’s hard to get on the podium at any time in MotoGP, so to do it from last is a great feeling.”

Alışılmadık Kask Alışıldık Zafer


Valentino Rossi, motorunu evi İtalya’da üst üste 7.zaferine sürerken, kaskıyla da hayal gücünün sınırlarını gösterdi hepimize. Daha önce kendi dizayn ettiği kasklar da giymişti, bu seferkinin ise Aldo Drudi’nin fikri olduğunu söylemiş. Şimdi Rossi’nin Ferrari’yle dirsek temasında olduğu günleri hatırlıyorum da… Son dönemde temaşadan gitgide uzaklaşan Formula 1’in aradığı kan kesinlikle The Doctor’dı. Sanmıyorum bu saatten sonra MotoGP’yi bıraksın, ama kesinlikle motor sporları tarihinin gördüğü en büyük kahramanlardan.