Peki Villa Cephesi Bu İşe Ne Diyor?

Son Premier League yazısına gelen yorumlar gibileri blogu devam ettirme konusunda elimde kalan birkaç motivasyondan biri sanırım. Yorumları yazanları diğer okuyuculardan bazıları da tanıyordur mutlaka. Hakan’ın blogu burada, Güner’inki ise şurada. Aston Villa konusunda yazdığımız her cümleden önce kendisinden icazet almamızı gerektirecek kadar iyi bir takipçi olduğundan Güner’in yorumlarını ayrıca bir yazı olarak bulundurmak istedim blog arşivinde. Daha önce bir Stephon Marbury yazısı için yapmıştım bunu sadece galiba. Cheers!


“Villa’nın savunmada bir sıkıntısı varsa, doğru olan bunun oradaki oyunculardan nispeten bağımsız olduğudur. Luke Young geçenlerde bir açıklama yaptı, hocanın bizden istediği ‘back to basics’ dedi. Olay aslında biraz bu. Takımların savunma performansları tercih ettikleri yöntemden bağımsız ilerlemiyor. Villa 2 sene önce aynı dörtlü (Warnock-Dunne-Collins-Young) ile ligin en az gol yiyen takımlarından biriydi. Kesin olsun, en az yiyen 4. takımıydı. Sonra Houllier hocam geldi ve takımdaki adalı havayı silmeye çalışırken takımın oyun anlayışı da değişti. McLeish Houllier gibi romantik biri değil, önceliği teknik ve uzun vadede güzellik değil; işini iyi yapmak. Bu yüzden o dörtlüyü göreve geri çağırdı ve takımın olanakları doğrultusunda bir savunma kurgusu planlayacak. Birmingham’da zamanında bunu iyi yaptı, bununla beraber Birmingham’ın ultra-defansif futbolu kesinlikle çok büyük bir göz yanılması. Yani Aston Villa’ya olanaklar doğrultusunda doğru bir hücum kurgulamayı deneyecek elbet.
Fakat yine dediğime geliyoruz, savunmayı takımın stilinden bağımsız tutmak mümkün değil. Villa geri dörtlüsü iki sene önce olduğu gibi ligin en çok blok yapan dörtlüsüne dönebilir, ancak onların önündeki ikilinin pozisyon alışları çok çok önemli. O dönem orta saha 1+1 bölünüyor ve Petrov savunma önünde koruyucu oluyordu. Bir dönem o görevde mükemmelleşip yılın oyuncusu seçildi, ertesinde kaptan yapıldı. O senede de Ayhan Akman’ı oynadı. Ofansif orta saha geldiği Villa’da 30 maça bir gol ortalamasına sahip. Bunu olumsuz anlamda gösterge olarak değil de geçirdiği değişimi göstermek açısından… Houllier onu yeniden biraz daha öne, box-to-boxla görevlendirdi ve şut atma becerisi dışında (her maç bir karavana şutu vardır, Malbranque’ın kankası) çok da paslanmadığını gördük. Bu sezon öncesi kampında Makoun-Petrov ikilisi kullanıldı. İkisi de defansif özellikli oyuncular olsalar ve Makoun aralarında daha defansif olanı gözükse de (ırkçılığıma bir çare) yerleşimleri şu an için çok sağlam gözükmüyor. Öncelikle geçmişe bakıp Makoun’un neden kesildiğini anlamak lazım. İlk geldiği günler buralarda kraldı, passing-rangei harika bir adam, ciddi ciddi orta sahada oyun kurucu oynadı. Fakat sonra Houllier EPL temposuna hazır olmadığını söyledi ve sezon sonuna kadar pek süre vermedi; Petrov-Reo-Coker’da sabitlendi. Makoun kesinlikle sanıldığı kadar iyi savunmacı değil. Petrov da Reo-Coker da bu ligde topu söküp almada en iyi oyunculardır, yani tackleda. Petrov o yılın oyuncusu olduğu dönemde bu işleri efsane yapardı. Reo-Coker ciğersizdir, kesinlikle o tabirle ‘ön-libero’ değildir ve sahanın tamamında takip yapıp top çalar. Kamp döneminde Makoun geride, Petrov ileride oynuyor ve Makoun doğru bir koruyucu olamıyor. Ligde doğru orta saha ikilileri hayati önem taşıyor ve takımda gördüğüm tek sorun bu orta saha uyumu, pozisyon alışları. Geçen yılın sonunda çözüm net 4-3-3 olarak bulunmuştu, Petrov, Reo-Coker ve Delph, böylece handikap ortadan kalkmıştı. Ben sezon başında 4-3-3 geçişlerinden bahsediyorum fakat net dizilim olarak bunu görmek zaman alabilir, ancak orta saha zafiyetleri baş gösterirse belki, zorla. Yine geçen sene olduğu gibi. Yoksa, ihtiyaç duyulmazsa Makoun ve Delph rotasyona gireceklerdir vesaire. Ama şu andan bir öngörü yapılırsa Makoun’un gerideki rolünde verimsizleşeceğini, bununla beraber Petrov’un yeniden geriye atılmak istenmeyip olayların bir kısır döngüye gireceğini düşünüyorum.”

“Hücuma gelince… Villa bir sene içinde ligin en akıcı top oynayan takımlarından birine dönüşmüştü geçen sene. Martinez’i ben de çok severim ama düşülen yanılgı idealist hocadan idealist ve mühendis hocaya evrilmesiyle bu sene oynattığı futbolun da değiştiği gerçeği. Wigan bu sene az gol attı, zaman zaman beşli savunma kullandı (Tottenham maçı), kapandı, rakibi tükenince attığı golle maç kazandı. Bunlar kötü değil, tersine bodoslama ‘güzel futbol oynayacağız’ deyip yenilince de ‘lanet olsun’a zıt, çok da güzel. Orada değişmeyen şey eğitim, zihniyet. Martinez Wigan’ı eğitiyor, önemli olan o. Houllier de Villa’yı eğitiyordu ama Martinez’in tersine takımın oyun stili pek o şekilde esneklikler göstermedi, ancak sezon sonunda. Bunun neticesi üç adet milli takım oyuncusu (Walker, Downing, Young) çıkarmak, satıştan pek çok para kazanmak ve ligin en değerli yerli forvetlerinden birine sahip olmak oldu. Young’ın harika ikinci forvet/oyun kuruculuğu, Downing ve Albrighton’la oynandı en idealist dönemde. Yani net uzak forvet tanımına sahip biri yoktu. Agbonlahor’dan yaratılmaya çalışılan oydu, ama tekniği yetmedi. Hala da yetmiyor. Bu sene değişen bu; McLeish Bent’e ikinci olarak net birini görevlendirecek, hatta belki üçüncü. Soldan illaki forvet gelecek, Delfouneso ve Agbonlahor kullanıldı şu ana kadar. Bu isim takıma katılınca N’Zogbia olacak ve görevi en iyi karşılayabilecek de o. Ben mükemmel bir görevde oynayacağını düşünüyorum ve cıvatalar atmazsa 10 gol/10 asist gibi bir şekilde bitirmesi sürpriz değil. Sağdan olan oyuncuysa oyun kuruyor, bunu en iyi yapabilecekse Bannan ama popülerliği ile ilk zamanlarda tercih Albrighton’dan yana olacaktır. Sonra, şartlar gelişirse Bannan’ın çıkış yaptığı sezon olabilir. Link oyuncusuysa değişkenlik gösterecek, Gabby, Ireland falan olabilir. Ben açılış maçında şu onbiri öngörüyorum: Given; Warnock, Dunne, Collins, Young; Zog, Makoun, Petrov, Albrighton; Gabby, Bent. Oyuncuların yapılarına göre dizilim değil ama yapı değişkenlik gösterecektir. Kanatta müthiş verimli oynayan Heskey de var. Mesela Blackburn maçında solda Heskey, sağda Bannan varken bunu Bannan’ın orta sahalığıyla 4-3-3’e yorabilirsiniz. Bannan hem ortadan, hem kanattan ortalarıyla servisçiydi, Heskey de kanadın savunma görevini yapıp hücumda da duvar oldu, ayağında top tutmadı, rönesans yaşadı. Albrighton, Ireland, Zog bir aradaysa 4-2-3-1 gibi vesaire. Ama Delph gibi bir üçüncü orta saha girmedikçe dizilimin değişmesi zor, 4-4-1-1 üzerinden yürüyecek.
***
Steve Kean geçenlerde röportaj verdi, iki-üç sene içinde Avrupa kupalarını hedefliyormuş. Kadro zayıf, ama Martinez örneğini takip ederek iyi savunup iyi hızlı hücum yapabilirler. Duran toplar zaten her daim büyük tehlike. Böyle olursa ligden düşmeleri zor; ama Samba’nın satılması veya Kean’in fazla idealist davranması, idare edememesi gibi durumları fena halde kaosa sokar.”
guner, 31 Temmuz 2011 Pazar 21:57

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *