TRT Gölgesinde Bundesliga


Tatil bitmeden önce son cumartesinin önemli bir kısmını futbola verdik. Şampiyonlar Ligi haftası içerisine gireceğimizdendir ki programda çok vaatkar maçlar vardı. Premier League’de ‘Big Four’ takımlarının karşısında onlara rakip olabilecek görüntüde birileri yoktu pek. La Liga’daki Valencia-Atletico Madrid maçını bir kenara koyacak olursak, futbolun merkezi Almanya idi bugün. Özellikle de Almanya’daki belki de en büyük rekabete sahne olan Ruhr derbisi gibi kaçırılmayacak bir klasik vardı. Hamburg deplasmanı da kötü başlangıcın ardından toparlanma emareleri gösteren Bayern München’ın genelde zorlandığı ve bu sebeple onlar için gerçek bir test olabilecek bir etaptı.

Peki TRT’nin bizim önümüze koyduğu şey neydi? Beşiktaş’ın rakibi Wolfsburg’u izlememizi sağlıyordu TRT… Güçlü Hannover önünde. Hayatımda izlediğim en kötü 4-2 biten maç olabilir, zaten çok da sadakat gösteremedim maça. Yahu, hangi devirde yaşıyoruz? Ben bu olayın haberini ilk aldığımda hiç düşünememiştim arkasında böyle bir mantık barındırdığını, düşünmek istememiştim diyelim. Ancak spikerin maç boyu yaptığı vurgulardan sonra hiçbir şüphemiz kalmadı. “Beşiktaş’ın bu futbolcuya dikkat etmesi gerekecek” buyurdu spiker Edin Dzeko topu ağlara yolladığında. Mustafa Denizli’nin bunu öğrendiği iyi oldu. Hatta Matteo Ferrari de eşi dostu toplayıp ekran başına geçmiş, o da çok müteşekkir olmuş, selam söylüyor. Ne yaptığınızı sanıyorsunuz arkadaşım? Amme hizmeti mi olmuş oluyor bu şimdi… Diğer tarafta Spormax de aslında çok ilginç olmayan bir tercih yapıyor, en azından artık ilginç gelmiyor bizlere. Ben şikayetçi olmam Manchester United’ı izlemekten… Ancak genelde Sky Sports’a sadık kalan kanalın Şampiyonlar Ligi’ndeki temsilcimiz Beşiktaş’ın rakibi -unvana bak, hizaya gel- Manchester United’ın Tuncaylı Stoke City karşısına çıktığı maç şeklinde pazarlanacak bir maçı kaçırmak istememesi onların da çok farklı olmadığının göstergesi. Yine de sınırları olan bir kuruluş… Tuncay Şanlı’nın oynamayacağı herkes tarafından bilinen dandik bir Middlesbrough maçı uğruna Kuzey Londra derbisini satabilecek seviyeye gelmeleri pek mümkün değil. FOX bunu yaptı.


Bundesliga’ya geri dönelim. İlk haftalarda birinci kanalından Bundesliga yayınlayan TRT, bir haftayı tek maçla geçtikten sonra bahane olarak Ramazan ayını ve iftar programlarını göstermişti. Ülkenin hassasiyetlerini iyi biliyorlar en azından. Ramazan bitti, hala birinci kanala geri dönmediler. Üçüncü kanalda da böyle yarım yamalak işliyor işte düzen. Reyting getirmediğini görmüş olabilirler mi diye düşünüyorum da… Öncelikle devlet kanalı olarak birincil amacın reyting toplamak değil sporu sevdirmek olmalı. Tabi bu spikerlerle olabilecek bir iş değil. Çok merak ediyorum memlekette geçen sezonki Bundesliga izlenme oranlarıyla, bu sezonkiler arasında nasıl bir fark var. Ülkenin en ücra köşesine elektrikten, sudan önce gitmiş TRT’nin burada da büyük bir fark yediğini tahmin etmek güç değil tüm avantajlarına rağmen. Kanal 24 bu işin tanrısı falan değildi, ancak lütfedip de her hafta 3-4 maç yayınlıyorlardı. Cuma gecesi oturup Karlsruhe-Bielefeld gibi absürd bir maçı izlediğimi hatırlarım. Çok gurur duyduğum bir karar değildi ama İstanbul’un göbeğindeki ben birçok alternatif arasından bu maçı seçiyorsam mutlaka alıcısı vardır bu ligin. Sadece hayattan bezdirmeyen bir çift spiker lazım bize, biraz da birikimi falan olsun. En azından izleyiciye saygısı olsun, Matthias Scherz’in jübilesinde söz konusu oyuncu saha kenarına gelince “Evet Köln’de erken bir oyuncu değişikliği hazırlığı var” demesin. Bu da oldu.

Belki ortalama bir spor adamından Ruhr derbisinin içeriği hakkında çok fazla şey bilmesini beklemek haksızlık olacaktır. Lisede arkadaşımın öğrenci değişimi programıyla Dortmund’dan getirdiği bir Alman bana Schalke 04 ile nasıl dalga geçtikleri konusunda uzunca bir nutukta bulunmasa ben de belki bu boyutta bir tepkiyi yersiz bulacaktım, ancak bu derbinin varlığından haberdar olur ve Wolfsburg-Hannover maçına her halükarda tercih ederdim yine de.


Nord-Süd Gipfel olarak bilinen ve mazisinde klasik olmuş maçları barındıran Hamburg-Bayern maçı yerine Türkiye’de buz hokeyi hakkında konuşan birkaç bıyıklı amcayı görmek de çok şaşırtmadı beni haliyle. Belki çok önemli yaralara parmak basıyorlardı, ama başka zaman mı yoktu. Ben izleyemedim evde bağlantı sorunları nedeniyle, fakat çok da sağlam maç olmuş yine. Bu rekabetin parçası olmuş Kevin Keegan’a, Franz Beckenbauer’e, Felix Magath’a ve belki de en kritik gole imza atan Patrik Andersson’a saygı duruşunda bulunmuş her iki taraftaki oyuncular da. Bavyeralılar üst üste altıncı kez bir Hamburg maçından galibiyetsiz ayrılmak durumunda kalmış Mladen Petric sahneye çıkınca. Petric-Zidan takası da bu ligin dengeleri için önemli bir takas oldu hakikaten, finansal bir hamle gibi gözüktüğünden Jürgen Klopp’u suçlayamıyorum burada da… Onlar da yüzüncü yıllarına kötü bir giriş yaptılar. Hertha Berlin’den sonraki en büyük düş kırıklığını onlar yarattı sanıyorum.

Hamburg-Bayern rekabeti için blog arşivine göz gezdirdiğimde de şurada yazılı aşağıdaki satırları gördüm. Olacaklar o kadar belliymiş ki aslında…

“Bundesliga bu akşam başlıyor. NTV’nin bu lige sahip çıkıp, Bundesliga’yı TRT’nin elinden kurtarmasına çok sevinmiştim. Biraz üvey evlat muamelesi gördü uzunca bir süre ama, NTVSpor’un yayın hayatına başlamasıyla her hafta en az iki maçı izleyebiliyorduk. Bu sene ise NTV eskilerinden Serkan Korkmaz’ın yönetimindeki Kanal 24 spor ekibi almış sanıyorum yayın haklarını. Yayın akışında herhangi bir maçı göremedim ama eğer doğruysa teşekkür etmek lazım, Bundesliga’yı öksüz bırakmadıkları için.”

Sözün bittiği yer. Diğer liglerde de güzel maçlar vardı ve bunlardan bahsetmek istiyordum zaman aşımına uğramadan. Ama keyif kaçıran bir durum. Önümüze koyulanı yemeye devam edeceksek ve “Erdoğan Arıkan çok sevimli adam, her e-postaya da cevap veriyor” mantığıyla hareket edeceksek durum kısa vadede değişmeyecek gibi. En azından hala birkaç kurtarılmış alan var medyada da. Roll kapanmasın!


Almanya’dan gitmişken Mısır’da U20 takımı ile dikkatimizi cezbeden iki Türk asıllı elemanın da adını geçirmiş olalım bu yazıda. Kayserispor’dan Semih Aydilek ABD maçına ilk onbirde başlarken, penaltıyı da gole çevirdi. Maç boyunca da averajın üstünde bir oyun ortaya koydu. Oyuna sonradan giren Bursaspor topçusu Cihan Kaptan daha da etkileyiciydi. Topla ilk buluşması aynı zamanda üçüncü golün asisti oldu, geri kalan 20 dakikada da fark yarattığını söyleyebiliriz. Ertuğrul Sağlam bu çocuğa daha fazla şans verecektir. Horst Hrubesch’in bu turnuva öncesi Bundesliga teknik adamlarından veto yediğini ve bu oyuncuların mevcut rollerini eksik bir Alman milli takımında alabildiğini de eklemek lazım. Mesut Özil seviyesinde falan oyuncular değiller kesinlikle.

3 thoughts on “TRT Gölgesinde Bundesliga”

  1. Wolfsburg demişken TRT'de denk geldiğim bir maçlarında Josue'nin adını "caşua" Dzeko'nun adınıda "dızeko" diye telafuz eden sprikerle karşılaşınca anladım ki bu ülkede yabancı lig maçları anca bilmek kimin rakibi lejyonerimiz bilmem kimin takımına karşı kalplerimiz lejyonerimizin takımında mantığıda uzun yıllar devam eder.

  2. adam "beşiktaş'ın dzeko'ya dikkat etmesi lazım" dedi ya, ötesi var mı? sanki hala o yıllarda yaşıyoruz, denizli trt'ye baskı yapmış rakibi izleyebilmek için falan..

    bugün bunun karşılığı olsa olsa denizli'nin trt'yi arayıp "justin çok kasıyor hacı ya, boşver ruhr derbisini falan, bizim rakibin maçını göster, notlar alacağım" demesi olabilir..

    telaffuz olayı yine en küçük derdimiz.. ama iyi malzeme çıkıyor oradan da..

  3. telafuz konusu küçük filan ama çorbadaki sinek misali mide bulandırıyor. spor yayınları spikerliğinden para kazanan adamon 10 dakka internette dolaşması sonucunda bu hataları yapmaması mümkün.

    ha birde hazır spor yayınlar saçmalığı demişken fox tvdeki bilgehan demir'İn adını saymamak olmuyor. adam boks, kickboks ve amerikan güreşi dahil için etmediği dövüş sporu kalmadı. remy bonjanski'ye istanbulu attırmaları filan şaka gibiydi.

    sonuçta devlet televizyonu hala denizli bu oyuncuya dikkat etmeli derse özel kanalda sinan şamil sam, oliver mccal isimde hata olabilir ama ana fikre zararı yoktur bu durumun) tarafından paspas edilirken evet öndeyiz kazanmış olmamız lazım der

    çölde bir vaha gibisin türk spor spikerliği müessesi 😀

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *