Uzun bekleyişin ardından bu hafta ABD sınırları içerisinde basketbol topu sekmeye başlayacak. Bazı NBA hayranları bu cümleyi dudak bükerek okumuş olabilir ama herkes için güzel bir haber olmalı. Sezon öncesi yapılan sıralamalarda büyük çaplı yeniden gözden geçirmelere yol açacak sonuçlar da izleyeceğiz muhtemelen. Ama Harrison Barnes ve arkadaşlarının pole-positiondaki yerini tehdit edecek bir takım ortaya çıkmayabilir. Geçen seneki hayal kırıklığı yaratan başlangıcının ardından, turnuva zamanı toparlanan Barnes bu sene de All-American olmaya en yakın gördüğüm iki forvet arasında yerini alıyor. Farklı olarak, bu sefer tahminimi üzerine inşa edebileceğim birkaç veri de var.
Geçen sene genç nüvesiyle beklentileri aşıp Elite Eight oynayan UNC’de kampüsteki bu yakarışlar karşılığını buldu ve lokavt ihtimalinin ciddiyeti anlaşılmadan önce 2011-12 sezonunda bir NBA oyuncusu olmasına kesin gözüyle bakılan Barnes ve pota altı ikilisi (John Henson, Tyler Zeller) okula geri dönmeye karar verdi. Geçen sezonun ortasında direksiyonu Larry Drew II dengesizinden devralan Kendall Marshall ve ilk beşi tamamlayan Reggie Bullock da Chapel Hill’i terk etmek için doğru zamanı bekliyor. 2009 takımı gibi eksiksiz bir kadro yok belki önümüzde, fakat kesinlikle en büyük yetenek yığınlarından biri. Lisede iyi bir şutör olarak etiketlenen Bullock’un geçen sene çizgi gerisinde arıza yapmasından sonra, P.J. Hairston’ı ezeli rakip Duke’un elinden kaparak buradaki açığı kapatmayı planladılar. Bunun yanında Zeller-Henson ön alanı yeteri kadar korkutucu değilmiş gibi, Lakers ile iki şampiyonluk sahibi Bob McAdoo’nun blok ve rebound yeteneklerini irsi olarak almış yeğeni Michael McAdoo da takıma eklendi. Roy Williams hanedanlığını iki farklı takımla kurduğundan ve UNC’de Dean Smith’in halefi olmak gibi zor bir göreve kalkıştığından olsa gerek modern zamanın en iyi koçları sayılırken yeteri kadar saygı görmüyor. Fakat bu sezon sonunda bir Williams takımı 10. kez büyük dansa 1 numaralı seribaşı olarak katılacaksa, onu bu tartışmalarda görmezden gelmek hayli zor olacaktır.
Takımda onun skor liderliğini tehdit edecek birisi yok. Ancak bu Barnes için tahmin edildiğinin aksine, avantajlı bir durum oluşturmuyor. Geçen sezon takımdaki iç-dış dengesini sağlayabilmek için, dış şut merkezine oturttuğu hücum portföyünü biraz daha boyalı alan eksenine kaydırması şart. Burada Marshall-Bullock-Hairston üçlüsünün hücuma getireceği destek çok kritik olacak. Zira takımdaki rollerin öngördüğü şekilde Barnes, içeriden ana skor opsiyonu Zeller olan ve Henson’ın süpürücülüğüyle yeter pota altı üretimini sağlayan UNC’de takımın birincil dış opsiyonu. Bu da ona oyununun tamamlanmamış yönlerini geliştirmesi noktasında ket vurabiliyor. Bu sene içeriyi daha çok zorlayan, daha fazla fiziksel temasa giren ve faul çizgisini sık ziyaret eden bir Barnes görmek, tüm NBA gözlemcilerinin ortak beklentisi. Fakat bunun için Bullock’un tüm yazı bir savunma spesiyalistine dönüşmekle harcadığı bir ortamda, Marshall’ın yeni bir silkinme gösterip skorer kimliğini ortaya çıkarması gerekir. Bu gerçekleşirse Marshall’ın All-American unvanı hususundaki şansını da masaya yatırmamız gerekebilir elbette.
6-11, Sophomore
Geçen sezon pota altındaki Jones ikilisinin yeteneğine fazla güvenen Baylor, sezon içerisinde kolej basketbolunda tecrübenin ne kadar önemli bir faktör olduğunu zor yoldan öğrenen son takım olacaktı. Sezona Tweety Carter ve Ekpe Udoh gibi -her şeyden önce gerçek olamayacak kadar güzel- iki ismi kaybederek giren Bears, özellikle bu ikiliden ilkinin yerini doldurma konusunda çok kötü iş çıkardı. Oyun kurucu pozisyonunu sophomore A.J. Walton’a emanet etmek kesinlikle güvenli bir hareket değildi. Onu freshman Stargell Love ile yedeklemekse bir adım daha ileri atmak anlamına geliyordu. Sonuç: 23.4% ile tüm Division I takımları içinde South Florida’dan sonra en kötü top kaybı oranıyla oynayan takım, son altı maçının beşini kaybederek turnuvayı evden izliyordu. Sezon öncesinde onları şampiyonluğa götürecek mesih ilan edilen Perry ise son iki maçta toplam iki saha içi isabeti buluyordu.
Bu sezona girilirken acil müdahale gereken yerin kısa rotasyonu olduğu açıktı ve Scott Drew da ilk iş olarak geçen sene daha düşük seviye bir basketbolun oynandığı NJCAA turnuvasında MVP ödülünü kazanan Pierre Jackson’ı ilk beş oyun kurucusu olması için transfer etti. Geçen sezon kurallar gereği kenarda oturan Brady Heslip de, takımın skor yükünü çekmenin dışında 1 numaradaki sancılara da yardımcı olan LaceDarius Dunn’ın ayrılışını unutturmalı. Eğer kısa rotasyonundaki bu transferler -California’dan alınan Gary Franklin de sezonun ikinci yarısıyla birlikte oynamaya başlayabilecek- yerine oturursa bu yeteneklerin 7-9’luk son konferans derecelerini aşacağı ve geçen sezon öncesinde hak etmeden oturdukları Top 10 listesinin gerçek bir mensubu haline geleceği öngörülebilir. Waco’da her şey yolunda gitse ve Baylor bunu başarabilse dahi, sınıfının 5 numaralı yeteneği olarak gösterilen Quincy Miller’ın doğrudan katkı vermesi Perry’nin başını ağrıtabilir. Perry karakter konusunda şimdiden kendi sahip olduğu malzemeden fazlasını gösteren Miller’ı bir rakip olarak görmediğini, takım başarısı için onun yardımına ihtiyaç duyduğunu vurgulasa da bu takımın lideri olduğunu henüz kanıtlamadı. Ve söz verdiği üzere dramatik bir mantalite değişimiyle geri dönmeyecekse, bu takımın sezon içinde Miller’ın takımına dönüşmesi bile sürpriz olmaz.
Hem Perry de Harrison gibi sophomore, hem de bundan bağımsız olarak kariyeri boyunca her alanda riskli bir seçim olacak gibi görünüyor. Ama maksat muhabbet olsun. Geçen sezon turnuva zamanında silinip giden ve beni de büyük hayal kırıklığına uğratan Terrence Jones, geçenlerde John Calipari’nin ‘bu sezon ülkenin en iyi oyuncusu olabilir’ açıklamasının ertesi gününde takım içi maçta 52 sayı-16 rebound ile oynamış. Calipari’nin kontrolde olduğu bir yerde, meşruiyetine inanmayacağım bir performans. Kansas’ta Marcus Morris, Markieff Morris ve Josh Selby’nin ayrılmasından sonra alpha dog haline gelecek ve hiç sekmeyen bir başarı geleneği olan takımda parlaması sürpriz kabul edilmeyecek Thomas Robinson ise benim listemde T-Jones’un üzerinde yer alıyor. Geçen sene Morris Biraderler’in gölgesinde kalırken bile en iyi NBA kumaşına sahip olduğunu düşünüyordum Robinson’ın. Johnson-Taylor guard ikilisi de bir boyalı alan silahı için ideale oldukça yakın bir ikili, onu beslemekte tereddüt etmeyeceklerdir. O da ciddi bir aday haline gelebilir yani. Kris Joseph’ı, Khris Middleton’ı ve yukarıda bahsettiğimiz parlak Calipari çaylaklarından Davis’i de yakından takip edeceğiz. Elias Harris, kızımız olacaktı.
Kazananların sıralı listesi aşağıda:
Tim ABROMAITIS (Notre Dame)
6-8, Senior
Michael GLOVER (Iona)
6-7, Senior
Drew GORDON (New Mexico)
6-9, Senior
Draymond GREEN (Michigan State)
6-7, Senior
JaMychal GREEN (Alabama)
6-8, Senior
Elias HARRIS (Gonzaga)
6-7, Junior
John HENSON (North Carolina)
6-11, Junior
Robbie HUMMEL (Purdue)
6-8, Senior
Kevin JONES (West Virginia)
6-8, Senior
Terrence JONES (Kentucky)
6-8, Sophomore
Kris JOSEPH (Syracuse)
6-7, Senior
Trevor MBAKWE (Minnesota)
6-8, Senior
Doug McDERMOTT (Creighton)
6-7, Senior
Khris MIDDLETON (Texas A&M)
6-7, Junior
Reeves NELSON (UCLA)
6-8, Junior
Andrew NICHOLSON (St. Bonaventure)
6-9, Senior
Thomas ROBINSON (Kansas)
6-9, Junior
John SHURNA (Northwestern)
6-9, Senior
Jeffery TAYLOR (Vanderbilt)
6-7, Senior
Keith WRIGHT (Harvard)
6-8, Senior
Tyler ZELLER (North Carolina)
7-0, Senior
Nekst: Pivot Adayları