More News from Nowhere #3



Yıldırım Demirören artık istediğin kadar ağlayabilirsin. Dün öğle saatlerinden geceye kadar Beşiktaş Meydanı’ndaydık. Devre arasında İsmail Ünal propaganda şarkılarının eşlik ettiği bir dev ekranda maç keyfi yaşadık önce… Beş büyük Beşiktaşlı’ya bir adet de Betsson’da arabasını Beşiktaş’a basan siyah-beyaz dostu eşlik etti. Yüreğine sağlık! Biralar da soğuk olsa kusursuz bir gece olarak noktalanacaktı, neyse ki Define Büfe’nin ve şampiyonluğun eşsiz tadı kaldı damağımızda eve dönerken. Oyuncular saha içinde sevinirken bir an 2003 senesine gidip, aradan geçen zamanın farkındalığına varıp duygu yaptım. Neyse ki Gürkan ekranla arama girip hayata döndürdü, Şaban ile birlikte sürekli bir hareket içerisindeydiler zaten. Onlara da helal olsun, lenslerin de etkisiyle ağlamadım… En tatlı uykularımdan birine daldım Orlando-Cleveland maçının devre arasında ama final haftasının hemen ardından gelen “o” haftayı yaşıyoruz, kafam fazlasıyla bulanık… O yüzden yazmak yerine fotoğraflara bırakıyorum sahneyi…



Roland Garros hakkında bir şeyler gelebilir, büyük sürprizler var. Güncel fotoğrafları koydum yukarıya, orada başrol Robin Soderling’de ama benim özel tebriklerim Phillip Kohlschreiber’e gitsin… Madrid’de bunun sinyallerini vermişti Rafael Nadal, fakat yine de beklediğimden erken bir veda.



Ivan Basso ve Carlos Sastre iddialarını kaybedip, özellikle bu sene sempatimi kazanmayı başarmış Danilo Di Luca da turun ortalarında işini zora sokunca Giro’ya yeterli ilgiyi gösteremedim. Ama Eurosport’un sadece bisiklet yayınlarında kumandanın dil tuşuna başvurmuyorum sanırım, ekrandakine çok güzel meze olan bir anlatım vardı Avellino-Mount Vesuvius etabında da… Aynı ikiliye denk gelirsem, Tour’a daha büyük bir sadakat gösterebilirim. Hadi bakalım…

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *